FATİH SULTAN MEHMET   (216 içerik bulundu)

Ebul Vefa Hazretleri ve Fatih Sultan Mehmet Han

Şeyh Ebu’l-Vefâ Hazretleri, Fatih Sultan Mehmed Hanı onu ziyaret etmek istemesine rağmen kapısından içeriye girmesine neden müsade etmedi? Şeyh Ebu’l-Vefâ Hazre

Fatih Sultan Mehmet’in Ahiret Endişesi

Yazar Bahadır Yenişehirlioğlu, Osman Nuri Topbaş Hocaefendi’nin kaleme aldığı Tarihe Yolculuk eserinden “Fatih Sultan Mehmet’in Âhiret Endişesi” başlıklı kesiti

Fatih Sultan Mehmet Gemileri Karadan Nasıl Yürüttü?

Fatih Sultan Mehmet Han, İstanbul'un fethinde en büyük rol oynayan stratejisi gemileri karadan yürütme planını nasıl gerçekleştirdi? Gemileri karadan nasıl yürü

Fatih Sultan Mehmet Ne Zaman ve Nasıl Tahta Çıktı?

Orta Çağ'dan Yeni Çağ'a geçişte değişimin başlangıç noktası; Fatih Sultan Mehmet'in tahta çıkışı. Fatih, tahta ne zaman ve nasıl çıktı? İşte tarihte Sultan 2. M

Fatih Sultan Mehmet’in Bosna Hersek Ahitnamesi

Fatih Sultan Mehmet’in Bosna Hersek’i fethinden sonra ülkedeki Fransisken rahiplere özgürlük bahşettiği ahitname, 555 yıldır Fojnica şehrindeki manastırda muhaf

Fatih Sultan Mehmet'in Yüzüne Hiç Bakmadı

Fatih Sultan Mehmet, velîlerin ziyâretlerinde büyük bir huzur bulur, onların feyz ve berekâtından gönlü vecd ile dolup taşardı. Bir gün, zamanının evliyâlarında

Fatih Sultan Mehmet’i Kapısından Döndüren Şeyh

Araştırmacı-Yazar Fahri Sarrafoğlu, İstanbul’daki Allah dostları ve Fatih Sultan Mehmet’i kapısından döndüren Şeyh Ebul Vefa Hazretlerini anlatıyor.

Fatih Sultan Mehmet Nasıl Eğitim Gördü?

Daha küçük yaşlardan itibaren titiz bir eğitimden geçen Fatih Sultan Mehmet, gönül eğitimini Akşemseddîn -kuddise sirruh- Hazretleri’nin mânevî terbiyesinde ikm

Fatih Sultan Mehmet’in Peygamberimiz'e Yazdığı Müthiş Şiir

Büyük bir padişah olmanın yanında şairlik vasfı da bulunan Fatih Sultan Mehmet Han'ın Peygamber Efendimiz'e (S.A.V.) yazdığı o müthiş şiir...

Fatih Sultan Mehmet'in Babasına Müthiş Cevabı

II. Murad’ın, tahtı on iki yaşındaki oğlu Fatih Sultan Mehmet’e bırakması, bütün Osmanlı düşmanlarını harekete geçirdi. Tahtta olan Fatih Osmanlı üzerine ilerle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.